CFR logosu |
Council on Foreign Relations (CFR), Chatham House’un ABD’deki kolu olarak tanımlanmaktadır. CFR, dünyadaki üst kademedeki yönetici elitleri, dış politika ile ilgili kurumların büyük bölümünü kontrol etmektedir. Amerika’da ve dünyada birçok dış politika ve strateji merkezi CFR’ın denetimi altındadır. Fakat bu denetim de, genellikle İngiliz derin devletinin hakimiyeti altındaki Chatham House tarafından servis edilir. Dolayısıyla CFR, İngiliz derin devletinin verdiği kararları, ABD’de uygulamakla görevlendirilmiştir.
ABD dış politikasındaki köklü değişimlerin çoğu CFR’dan çıkar. Örneğin, Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması adlı projesi burada hazırlanmış, Batı ve İslam arasında bir çatışma öngören yazısı buradan dünyaya servis edilmiştir. CFR, basın üzerinde de büyük etkiye sahiptir. Kurum, basındaki üyeleri sayesinde büyük gazetelerin bir kısmını ve bu basın yayın organlarındaki bazı kişileri bir sosyal kontrol mekanizması olarak kullanabilmektedir. New York Times, Washington Post, Time, Newsweek, Life, New York Post, New York Herald Tribune gibi dev isimlerde pek çok kişiyi denetlemektedir.
Düşünce kuruluşlarının medya gücü temel propaganda unsurudur. İngiliz derin devleti, hakim olduğu medya kollarındaki kendi adamlarını mutlaka kendi uygulamaları için bir telkin kaynağı olarak kullanır. Amerika, İngiliz derin devleti için önemli bir maşa olduğundan buraya iletilen ve uygulamaya konması beklenen kararlar hayatidir. İşte bu nedenle Amerika’daki bir kısım ana akım medya şirketlerinde bazı isimler, zorunlu bir sisteme tabi olmuşlardır. İngiliz derin devletinin sunduğu haberleri, mutlaka gündeme taşımakla yükümlüdürler.
Amerikalı dilbilimci ve felsefeci Noam Chomsky, Türkçe’ye Medya Denetimi adı altında çevrilen kitabında, “demokratik totalitarizm”i tanımlamakta ve Amerika’daki görünmez totaliterizmin nasıl işlediğine ilişkin çarpıcı örnekler vermektedir. Bu örneklere göre, Amerika’yı yönetenler bir konuda karar verdiklerinde, örneğin bir dış müdahale istediklerinde, medyanın karşı konulmaz büyüsünü kullanarak önce halkı bu konuda hazırlamaktadırlar. Amerika’nın saldıracağı, İngiliz derin devleti tarafından belirlenmiş olan hedef, önce halkın gözünde karalanır. Bunu yapabilmek için medya aracılığıyla görünür propagandalar ya da bazen görünmez psikolojik bilinçaltı telkinleri yapılır. Sonuçta halk, işgal edilen yabancı ülkeyi adeta bir veba, orada katliamları yapanları ise kahraman olarak addeder.
Noam Chomsky |
Chomsky, “rıza oluşturma” olarak adlandırdığı bu yöntemin en önemli örneğinin ise Başkan Woodrow Wilson döneminde yaşandığını söylemektedir. “İlk modern hükümet propaganda operasyonu” olarak adlandırdığı bu örnek, Amerikan halkını, ülkeyi I. Dünya Savaşı’na sokmak için ikna etmek olarak özetlenebilir. Chomsky, yapılanı şöyle anlatmaktadır:
Halk aşırı derecede pasifistti ve bir Avrupa savaşına girmek için hiçbir neden görmüyordu… Creel Komisyonu adıyla bir hükümet propaganda komisyonu kurdular. Bu komisyon altı ay içinde pasifist bir halkı, Alman olan her şeyi yok etmek, Almanları lime lime etmek, savaşa girmek ve dünyayı kurtarmak isteyen, isterik, savaş çığırtkanı bir halka dönüştürmeyi başardı.361
Walter Lippmann |
Chomsky’nin tarif ettiği totaliter sistem, CFR’ın yöneticilerinin genel düşünce tarzlarında da açıkça kendini göstermektedir. Kitabın 1. cildinde, Wilson İlkeleri’nin yazımına önayak olan, Churchill’in Soğuk Savaş konseptini ilk olarak dünyaya tanıtan ve aynı zamanda CFR’ın yöneticisi olan İngiliz derin devletinin derin isimlerinden Walter Lippmann’ı yakından tanımıştık. Chomsky, Lippmann’ın Amerika’da 20. yüzyılın başlarında uygulamaya konan “medya aracılığıyla sosyal kontrol sağlama” yönteminin en başta gelen savunucusu olduğuna dikkat çekmektedir. Chomsky’nin “Amerikan gazetecilerinin en kıdemlisi” olarak tanımladığı Lippmann, yine onun ifadesiyle “rızanın üretilmesi, yani yeni propaganda teknikleri ile halkın istemediği şeyleri onaylamasını sağlama” teorisini geliştirmiştir.362 Lippmann, devletin yönetiminin yalnızca ve yalnızca “akıllı ve sorumluluk sahibi özel bir grup” tarafından yürütülmesi gerektiğini, halkın kesinlikle karar verme mekanizmasından uzak tutulması gerektiğini savunmuştur. Halk, Lippmann’a göre “şaşkın sürü”dür. Bu “şaşkın sürü”nün işlevi yönetime katılmak değil, yalnızca seyirci olmaktır. Chomsky, Lippmann’ın bu totaliter düşüncelerinin aynı zamanda Leninist teoriye de büyük paralellik gösterdiğini vurgulamıştır.
Edward M. House ve 1912 yılında yazdığı Philip Dru: Administrator isimli kitabı |
Amerikan Başkanlarından Woodrow Wilson’un danışmanlarından, CFR’ın kurucu isimlerinden Edward M. House’ın savunduğu ideoloji de İngiliz derin devletinin CFR’ı nasıl kendi ideologları ile idare ettiğinin açık kanıtıdır. House, 1912’de yazdığı Philip Dru: Administrator adlı romanında açıkça sosyalist/totaliter bir sistemi idealize etmiştir. Kitap o dönemde Amerikan elitleri arasında çok ünlenmiş ve Wilson ile Roosevelt’e ilham kaynağı olmuştur. House, toplumun ve özellikle de ekonominin “ehliyetli” kişilerce denetlendiği totaliter bir düzen çizmiştir. Amerikalı tarihçi Eustace Mullins, The Secrets of the Federal Reserve (Merkez Bankasının Sırları) adlı kitabında bu kitaptan alıntılar yapmış ve House’un çizdiği sistemin klasik Marksist-Leninist sistemden farkı olmadığını ayrıntılı olarak anlatmıştır. Kitapta en çok üzerinde durulan konulardan biri de, gelecekte bir Federal Reserve sisteminin yani Merkez Bankası’nın kurulmasıdır. Nitekim öyle olmuştur; Merkez Bankası ertesi yıl hayata geçmiştir.363
1927 yılında CFR’ı finanse eden sermayedarların arasına Rockefeller ailesi dahil olmuştur. Bu tarihten sonra CFR’ın arkasında en büyük güç olarak Rockefeller ismi yer almıştır. CFR, tüm etkili stratejilerini bu aşamadan sonra gerçekleştirmiştir. 1939 yılında CFR’ın ABD Dışişleri Bakanlığı için araştırma yapması ve tavsiyeler vermesi için bir anlaşma yapılmıştır. Rockefeller Vakfı, bu çalışmaların giderlerini üstlenmeyi taahhüt etmiştir. Bu anlaşma, İngiliz derin devletinin doğrudan ABD politikalarını yönlendirmek için önemli bir kozu haline gelmiştir.
1945’te, Birleşmiş Milletler toplantısına katılan ABD delegasyonundaki 40’ın üzerindeki isim CFR üyeleri arasından seçilmiştir. Siyasi gözlemciler, 1945’ten sonra ABD politikasının tümüyle CFR egemenliğine girdiği konusunda hemfikirdirler. Bugün bazı ABD’li yazarlar, CFR’ı “Rockefeller ailesinin politik kurumu” olarak nitelemektedirler.
Collier Peter ve David Horowitz, yayınladıkları The Rockefellers: An American Dynasty (Rockefellerlar: Bir Amerikan Hanedanı) adlı kitapta CFR’ın ABD politikasındaki hakimiyeti konusunda şunları belirtmektedirler:
(Solda) Trilateral Komisyon logosu |
Rockefellerlar anlıyorlar ki, finans gücü, politik güç kazanmaya temel olabiliyor. Sonra da politik güç, finans gücünü besliyor. Böylece CFR yani Dış İlişkiler Konseyi kuruluyor. David Rockefeller ilerleyen yıllarda başkan oluyor … Konseyin, bin altı yüz üyesi bulunuyor. Yüksek finans çevreleri, üniversiteler, politika, ticaret, basın ve televizyon çevrelerinden … Çoğu ünlü kişiler. Az tanınanlar bile, en güçlü kişilerden seçilmiş. Konsey, kuruluşundan sonraki ilk elli yılda, gizli kalmayı istiyor ve kalıyor. 1972 yılında bu sır perdesi, Profesör W. C. Skousen’in “bestseller” (en çok satan) kitabıyla, biraz aralanıyor. Ayrıca, New York Times ve New Yorker’da iki yazı yayınlanıyor. Buna göre CFR, ABD’nin iç ve dış ilişkilerinde yıllardan beri “devlet üstü” bir rol oynuyor. Dış yardımlardan NATO’ya kadar, her işe parmağını sokuyor.
Ferdinand Lundberg, The Rockefeller Syndrome (Rockefeller Sendromu) adlı kitabında, “CFR ile bağlantısı olan insanlar Amerika pazarlarında mülkiyete sahip olanların neredeyse tümüdür” ifadesini kullanmıştır.364
(Sağda) Dan Smoot’un Invisible Government (Görünmez Hükümet) adlı kitabı |
Dan Smoot, Invisible Government (Görünmez Hükümet) adlı kitabında, kurumun ABD’nin dış politikalarının oluşumundaki büyük etkisini detaylı olarak anlatmıştır. Buna göre CFR, yalnızca üst kademedeki yönetici elitleri bünyesine alıp yönlendirmekle kalmamakta, dış politika ile kurumların büyük bölümünü de kontrol etmektedir. Amerika’da dış politika ile ilgili diğer pek çok dernek ve kurum da CFR’ın denetimi altındadır. Amerikan dış politikasındaki büyük etkileri ile bilinen diğer düşünce kuruluşları ise gerçekte CFR’ın alt komisyonları niteliğindedir.
Kurumun yılda iki kez yayınladığı ve dünyanın en etkili yayın organı sayılan Foreign Affairs adlı dergi ise hem siyasi gündemi hem de ABD politikasını belirlemektedir. Derginin web sitesi her gün çeşitli makaleler yayınlamaktadır. ABD dış politikasındaki köklü değişimlerin çoğu Foreign Affairs‘te yayınlanarak yürürlüğe konur. Örneğin, Soğuk Savaş’ın başında ABD’nin temel stratejisini belirleyen “containment plan” (Sovyetlerin yayılmasını önleme anlamında “çevreleme planı”) CFR üyesi George Kennan tarafından Foreign Affairs’de yayınlandıktan sonra uygulamaya konmuştur. Ayrıca uzun süre gündemde kalan, Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” adlı, gelecekte Batı ve İslam arasında bir çatışma öngören yazısı da aynı dergide yayınlanmıştır.
Kitabın 1. cildinde detaylarıyla incelediğimiz, İngiliz derin devletinin etkili kurumlarından biri olarak adı geçen Trilateral Komisyon, CFR ile doğrudan bağlantı halinde bazı konuları yönlendirmektedir. Hatırlanacağı gibi Trilateral Komisyon’un amacı, devletlerin ve kamuoyunun siyasal kararlarını etkileyebilmek ve ulusları, hükümetleri, finans sistemlerini İngiliz derin devletinin kontrolündeki banka ve şirketlere doğru yönlendirebilmektir. Bu amaç için başta bağımlı halklar oluşturulması, muhalif seslerin susturulması ve “demokrasi” adına ortaya çıkıp gerçekte demokrasinin gizli yöntemlerle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Nihai amaç ise, tek dünya devleti, tek dünya parası ve gerçekte hiçbir hak din ile uyuşmayan ve yalnızca İngiliz derin devletinin çıkarlarına hizmet eden tek bir dünya dini oluşturmaktır. Hedeflerden bir tanesi de, ABD siyasi gücünün, birkaç banka ve şirketin güdümüne alınmasıdır.
Kitabın birinci bölümünde değindiğimiz gibi, yazarlar, makaleler ve kitaplar, bu yöndeki propagandanın güçlü elemanlarıdır. Trilateral Komisyon, CFR ile birlikte, 1975 yılında Samuel Huntington’a The Crisis of Democracy (Demokrasi Krizi) isimli bir kitap yazdırmış ve kamuoyunu bu hedeflere göre yönlendirmeyi amaçlamıştır. Bu çalışma, halkın meclis, eyalet ve yerel hükümetlerde etkili olmasını engelleyecek ve demokrasi bilinci ve siyasi çeşitlilik ve katılımın artmasını durduracaktır. Amaç, halkı kolay yönlendirilebilir, gayesiz, hedefsiz ve inançsız kitle yığınları haline getirebilmektir.
David Rockefeller |
Hangi Dünya Düzeni? isimli kitapta bu konu şu şekilde izah edilmiştir:
Bugün dünya küresel bir finans çetesi tarafından yönetilmektedir. 29 Temmuz 1921’de New York’ta kurulan Dış İlişkiler Konseyi (CFR), tek dünya devletini hedeflemiştir. Ünlü Rothschildler de, Rockefeller da, Morgan da kurucu üyesidir. Tüm Amerikan Başkanları, finans kuruluşlarını yönetenler, Dünya Bankası’nın başına geçirilenler, Birleşmiş Milletleri yönlendirenler, Dış İlişkiler Konseyi ile bağlantılıdır. Kissinger da, Holbrooke da, baba oğul Bushlar da, Clinton da, Kennedy de, Obama da adamlarıdır. Yeni Dünya Düzeni en tepedekilerin kurguladığı bir düzendir. İstenen, tek kültürlü, tek hukuklu, tek ordulu, tek bayraklı, tek dinli bir dünya devletidir. Bu devlet masonik bir yapı tarafından yönetilecektir.
… David Rockefeller şöyle özetliyor: “Halkların kendilerini yönetme hakları, dünya bankerleri ve entelektüel elitin altına girecektir. Temel ilkemiz budur!”365
DİPNOTLAR:
- Noam Chomsky, Media Control, Seven Stories Press, 2002, s. 11; https://chomsky.info/mediacontrol01/
- Noam Chomsky, Medya Denetimi: Immediast Bildirgesi, Çev. Şen Süer, 1.b., İstanbul: Tüm Zamanlar Yayıncılık, Ekim 1993, s. 32
- Eustace Mullins, The Secrets of the Federal Reserve, Bridger House Publishers Inc., 1983, s. 36-37
- Martin Mann, “Congress Ignores Dirty Money Laundering”, The Spotlight, 6 Aralık 1999, http://libertylobby.org/articles/1999/199912.html
- Banu Avar, Hangi Dünya Düzeni?, 20. Baskı, Remzi Kitabevi, 2009, s. 25-26