İngiliz derin devleti, uzun bir geçmişe dayanan ateist bir yapılanmadır. Hedefi, dünya çapında din karşıtı deccali fikir sistemini yaygınlaştırmak ve İngiltere’yi tüm dünyanın hakimi bir devlet haline getirmektir. İngiliz derin devletinin mensupları tarih boyunca, gizli kimlikleriyle bu sinsi sistemi devam ettirmiş ve bütün dünyada hakimiyet kurabilmek için karanlık yöntemlere başvurmuşlardır. Kimi zaman çeşitli devletleri içten içe ele geçirmiş, devletlerin hukuk sistemine, askeri yapılanmasına veya eğitim sistemine, kimi zaman da basınına hakim olarak ülkeler içinde hukuksuzluk ve zıtlıkların sebebi olmuşlardır. Ülkeler içinde karışıklık çıkarmak, turuncu devrimleri inşa etmek, askeri darbelere önayak olmak, hatta bu darbeleri doğrudan örgütlemek, basını, medyayı ve hatta hukuk sistemini kullanarak toplum içinde kutuplaşmalar meydana getirmek suretiyle devletlerin yönetimine hakim olmak İngiliz derin devletinin başlıca hedeflerinden biri olmuştur. Toplumların yıkımı için en etkili yöntemin mevcut toplumların inançlarına, geleneklerine ve ahlaki değerlerine yönelmek olduğu, söz konusu derin güçler tarafından tespit edilmiştir. O nedenledir ki, genellikle güçsüz bırakılmak istenen toplumlar içinde dinsizliği yaygınlaştırmak, dejenerasyonu örgütlemek, gelenekleri ortadan kaldırmak ve cinsi sapıklığı yaygınlaştırmak gibi yöntemler geliştirilmiştir.
İngiliz derin devleti, “üstün ırk” iddiasıyla ortaya çıkmış ve bu düşünce tarzı ırkçılığın, sömürgeciliğin ve çok çeşitli belaların kaynağı olmuştur. Oysa “üstün ırk” kavramı, derin devlet temsilcilerinin ürettiği sahte bir kavramdır. Allah’ın Katında hiçbir geçerliliği yoktur. |
İngiliz derin devleti, bütün bu hedeflerini yerine getirebilmek için genellikle mevcut devletlerin kendi derin güçleri ile çeşitli kollardan bağlantı halindedir. Derin devlet elemanları bu yolla, hedefledikleri toplumun içine kadar sızabilmektedirler. Bunu yaparken kullandıkları çeşitli yöntemler vardır. Büyükelçi, hükümet temsilcisi, hükümet yetkilisi, asker veya gazeteci vasıflarıyla o ülkenin içinde yerleşik hale gelip kapsamlı bir istihbarat faaliyeti gerçekleştirmek en bilinen yöntemleridir. Tarih boyunca Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere, yıkılmasını hedefledikleri her devletin içine ajanlar yerleştirmiş ve bu yolla sinsi faaliyetlerini yerine getirmişlerdir. Yıkmayı hedefledikleri ülkelerin içinden de istihbarat sağlayacak kesimlerle işbirliği içinde olmuş ve kapsamlı bir mücadele yürütmüşlerdir. Ajan olarak belirledikleri kişiler, genellikle hep İngiliz hayranı olan, az bir menfaate tamah eden, vasıfsız ve yancı karakterde kişiler olmuştur. Bu kişilerin ajanlık faaliyetleri, İngiliz derin devleti gibi ürkütücü bir gücün planladığı pek çok yıkıma ortam hazırlamıştır. Aynı durum bugün hala yaşanmaktadır. Amerika, süper güç olarak görünse de, geçmişten beri aslında İngiliz derin devletinin egemenliği altında olmuştur ve halen bu derin gücün etkisi görülmektedir. Özellikle Ortadoğu ve Afrika’da İngiliz derin devletinin sinsi faaliyetleri devam etmekte ve şu anki korkunç manzara katlanarak büyümektedir. Arka planda başkaları var gibi görünse de, Ortadoğu’yu parçalara ayırıp, bölgeyi kargaşa içindeki sömürülmeye açık devletçikler haline getirmeye yönelik derin plan, geçmişten beri hep İngiliz derin devletine ait olmuştur.
Kendi ırkının üstünlüğüne inanan İngiliz derin devleti, bütün dünyayı İngiliz Krallığı altında toplama hayalinde olmuştur. |
İngiliz derin devleti, tek bir krallık, tek bir bayrak ve tek bir imparatorluk altında yalnızca Anglosakson ırkının var olduğu bir dünya devleti hayalindedir. |
İngiliz derin devleti hakimiyet planı içinde sömürgeciliği de bir yol olarak kullanmıştır. Üstün ırk iddiası ile ortaya çıkan İngiliz derin devleti, tarihte sömürgecilik kavramını en yaygın olarak uygulayan topluluktur. Özellikle Afrika’nın sömürgeleşmesinde İngiltere’nin payı çok büyük olmuştur. Afrika’da sömürge faaliyetleri, İngiliz tüccarlar tarafından kurulan şirketler vasıtasıyla yürütülmüştür. Bu şirketler gittikleri yerlerde toprakları kendi üzerlerine alarak savaş ve barış yapma yetkisine dahi sahip olacak bir güç edinmiş, bölgedeki ülkeleri tümüyle kendilerine bağlı kılmışlardır. Devlet tarafından yetkilerle donatılıp bireysel devlet görünümü alacak konuma gelmişlerdir.
İngiliz derin devleti, ülkeleri içten zayıflatma politikalarını çeşitli azınlık grupları içinde ayrılık söylemlerini teşvik ederek veya ülkeler içinde faaliyet yürüten terör örgütlerini alttan alta destekleyerek de gerçekleştirmiştir. Derin güçlerin bu yönde faaliyetleri şu an halen aktif olarak devam etmektedir.
Dünyada bir kısım istihbarat örgütleri de, gerçekte kendi derin devletlerinin kontrolü altında faaliyet yaparlar. Günümüzde dünyada gelişen hemen hemen tüm olaylardan sorumlu tutulan ABD ve CIA’daki bazı birimler, gerçekte, birçok ülke ve istihbarat kurumları gibi, istemeyerek ya da bilmeden de olsa İngiliz derin devletinin kararlarının dışına çıkamamaktadır.
İngiliz derin devleti, tarihte sömürgecilik kavramını en yaygın kullanan topluluktur. |
Özellikle Ortadoğu’ya gelen çeşitli yöneticiler, kilit görevlere sahip insanlar, çoğunlukla İngiliz derin devletinin yetiştirdiği kişiler olmuştur. Söz konusu kişilerin özgeçmişleri incelendiğinde, büyük ölçüde derin devletin istihbarat birimlerini yetiştiren özel okullarda eğitim aldıkları görülebilmektedir. Bu kişiler, Ortadoğu’da güçlü pozisyonlara gelebilmekte hatta devlet başkanlığı yapmaktadırlar. Bu yolla, söz konusu ülkelerin bütün kaynakları, imkanları ve planları, İngiliz derin devletinin amaçlarına uyumlu olacak şekilde şekillendirilmektedir.
Bütün bu bilgiler ışığında, dünyada gerçekleşmekte olan olayları incelerken, doğrudan ABD’yi, çeşitli hükümetleri, devlet yöneticilerini, istihbarat servislerini suçlamak yerine daha derine inmek gerektiği açıktır. Bu derin inceleme, daima İngiliz derin devletinin yapılanmasına işaret etmekte ve mutlaka yüzyıllar önce geliştirilmiş stratejik planlara sadık kalındığını göstermektedir. Şunu bilmeliyiz ki, bugün dünyada gelişen olaylar, savaşlar, ayaklanmalar, kıtlıklar, yoksulluklar, göçler, dejenerasyon, ahlaki çöküntü, dinsizlik, maneviyatsızlık ve bunun gibi çöküşe işaret eden olayların hiçbiri spontane gelişmemekte ve mutlaka yüzyıllar önce kapalı kapılar ardında kararlaştırılan planların ışığında seyretmektedir.
Tüm kaynakları kullanılıp sömürülen ülkelerin halkları, kimi zaman ölümcül kıtlıklar yaşamışlardır. |
Bütün bunları incelerken şunu önemle belirtmek ve asla akıldan çıkarmamak gerekmektedir: Kapalı kapılar ardında her ne kadar korkunç planlar geliştiriliyor ve bu planlar sistematik bir şekilde uygulanıyor olsa da, yegane güç daima ve sadece Allah’a aittir. Tüm planları yaratan Allah’tır. Yeryüzünde hangi sinsi yapılanma hangi sinsi planı düzenlerse düzenlesin, mutlaka o planın üzerinde bir plan ve o düzenin üzerinde bir düzen vardır. Sinsi ve derin kuvvetler ne kadar güçlü görünürse görünsün mutlaka Allah’ın planı galip gelecektir. Dolayısıyla, İngiliz derin devletinin planlarını incelerken bu önemli gerçeği sürekli olarak akılda tutmak gerekmektedir. Yüce Allah ayetlerinde şöyle bildirir:
Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır. Yoksa onların, Allah’ın dışında başka bir ilahları mı var? Allah, onların şirk koştuklarından yücedir. (Tur Suresi, 42-43)
Fil, İngiliz derin devletinin geçmişten beri önemli sembollerinden bir tanesidir. Sömürgelere ait pulların üzerinde, Kraliyeti sembolize eden amblemlerde daima yer almıştır. |
Yukarıda kısaca özetlediğimiz İngiliz derin devletinin sinsi faaliyetleri, ilerleyen bölümlerde tüm belgeleri ve delilleriyle gözler önüne serilecek ve detaylandırılacaktır. Bu konuda tarihten ve günümüzden örnekler verilecek ve bu derin yapılanmanın kapsamı ayrıntılı olarak gözler önüne serilecektir.
Unutmamak gerekir; İngiliz derin devletinin şekillenmesindeki ve dünya çapında böylesine korkunç faaliyetler yürütmesindeki temel sebep daima derin devleti oluşturan kişilerin inandıkları ırk üstünlüğü yanılgısı olmuştur. Kendi ırklarının üstünlüğüne inanan söz konusu güruh, bütün dünyanın kendilerine hizmet etmesi ve tüm devletlerin ve sistemlerin İngilizlerin kontrolü altında olması gerektiğine inanmıştır. Dünyayı, özellikle son yüzyıllarda yaşanan korkunç felaketlere hazırlayan Darwinizm, İngiliz derin devletinin bu altyapıyı sağlamak için ortaya attığı tarihin en büyük kitle aldatmacasıdır.