SAVAŞ’IN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

I. Dünya Savaşı, büyük ölçüde İngiliz derin devletinin çok önceden planladığı gibi sonuçlanmış ve savaştan en karlı çıkan ülke İngiltere olmuştur. İngiltere, Avrupa’nın en güçlü devleti olarak ekonomide rakipsiz hale gelmiştir. İngiltere’nin, kendisine en büyük rakip olarak ve küresel sömürü düzenine karşı tehdit olarak gördüğü Osmanlı Devleti ve Alman İmparatorluğu yıkılmıştır. Aynı şekilde Avusturya-Macaristan ve Rusya gibi diğer büyük imparatorluklar da yıkılmış, yerlerine yeni ve güçsüz milli devletler kurulmuştur.

İngiliz derin devletinin, on yıllardır sayısız plan ve stratejiyle Osmanlı’yı, Ruslara ve Almanlara kaptırmamak için izlediği sinsi politikalar başarılı olmuştur. İngiliz derin devleti, Osmanlı topraklarındaki en önemli stratejik noktaların pek çoğunu kendi hakimiyeti altına almıştır.

İngiliz derin devleti, birkaç yüzyıldır sürdürdüğü “sömürgecilik” sistemi yerine, özellikle Ortadoğu ülkelerinde uygulamaya koyduğu ve sömürgeciliğin daha pratik ve düşük maliyetli versiyonu olan “manda” ve “himayecilik” sistemlerini geliştirmiştir. Bu suretle 20. yüzyıla uyarlanmış ve halen süregiden “gizli sömürgecilik” modeli ortaya çıkmıştır.

İngiltere, 20. yüzyılın başlarından itibaren kömür enerjisiyle işleyen sanayisinin, ordusunun ve donanmasının altyapısını, petrolle işleyen teknolojilere çevirmek istemektedir. Bu dönüşümü ise başından beri ele geçirmeyi planladığı Ortadoğu petrollerine güvenerek yapmıştır. Bu planı da sinsi bir şekilde uygulamaya koymuş, öncülüğünü yaptığı kanlı bir dünya savaşı ile hedefine ulaşmıştır.

idd 211 Ingiltere SAVAŞIN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

I. Dünya Savaşı ve savaşın bitimini izleyen süreçte İngiltere, işgal ettiği Ortadoğu toprakları üzerindeki siyasi dinamikleri, kendi sömürü düzenine en uygun olacak şekilde kurgulamıştır. Bu toprakları, Müslümanların birlik olup büyük bir güç haline gelmelerini kökten engelleyecek biçimde tasarlamıştır.

İngiliz derin devleti, Müslüman dünyasını yapay sınırlarla bölüp parçalayarak, gerektiğinde milliyetçilik, mezhepçilik ve kabilecilik gibi unsurları kullanarak, onları kolayca birbirine düşürecek bir şekle getirmek istemiştir. Böylelikle, bölgede istediği gibi kargaşa, ihtilaf ve çatışma çıkarabileceği ortamın altyapısını hazırlamıştır. Bunu yaparak, bugünkü Büyük Ortadoğu Projesi’yle son halini alan, “Ortadoğu’ya tam ve mutlak hakimiyet” sürecinin temelini atmıştır.

idd en 202 IngiltereSomurge SAVAŞIN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

(1) İngiliz derin devleti, "barbarlığa" karşı "medeniyet" getirme vaatleriyle tarih boyunca ülkeleri sömürmüş, bölmek istediği toprakları kargaşa ve savaşlara sürüklemiştir.

(2) I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin propaganda posterlerinden biri (Poster başlığı: Adaletin Kılıcını Kaldıralım)

İngiliz derin devletinin, I. Dünya Savaşı sırasında Filistin bölgesini Musevilere açarak ileride kurulacak İsrail Devleti’nin temellerini atmasının nedeni de İsrail’e veya Musevilere olan hayranlığı değil, bunun Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olmasındandır. Musevilerin söz konusu topraklarda bulunması, Kuran’a ve Tevrat’a uygun, hayırlı bir karardır. Fakat İngiliz derin devletinin bu karar ve uygulamayı sadece kendi çıkarları için gerçekleştirdiği bilinmelidir.

Sonuçta, başından beri savaşa giden yolu ince ince kurgulayan, öncesi ve sonrasını titizlikle planlayan İngiliz derin devleti, I. Dünya Savaşı’ndan en kazançlı çıkan taraf olmuştur. Ancak İngiliz derin devletinin bu kazancının bedelini, her zaman olduğu gibi dünyanın diğer ülkeleri ve toplumları ödemiştir.

idd en 203 IngiltereSomurge SAVAŞIN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

I. Dünya Savaşı’nda cephede İngiliz askerleri

Şeytan ve deccaliyet, insanlığa vermek istediği en büyük zarar ve yıkımı yüzyıllardır İngiliz derin devletinin eliyle gerçekleştirmiştir. I. Dünya Savaşı’nda da bu kural değişmemiştir. İngiliz derin devletinin öncülük ettiği bu korkunç savaştan geriye milyonlarca ölü; on milyonlarca hasta, sakat, yoksul insan; yerle bir olmuş ülkeler; çökmüş ekonomiler; yok olmuş aileler; açlık, yokluk ve sefalet içine düşmüş toplumlar ve kaybolmuş nesiller kalmıştır.

Tüm ülkelerden 65.038.810 askerin katıldığı savaş, arkasında resmi rakamlara göre toplam 8.556.315 ölü, 21.219.452 yaralı ve 7.750.945 kayıp veya esir bırakmıştır. Can kayıplarının yanı sıra maddi ve ekonomik yıkım da çok büyük olmuştur. Özellikle savaşı kaybeden ülkelere yüklenen ağır tazminatlar, bu devletleri ekonomik krizlere sürüklemiştir. Bu krizler, zincirleme olarak diğer ülkeleri de etkisi altına almıştır. Bunun sonucunda, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ortaya çıkmıştır. Ülkeler arasındaki siyasi sorunlar çözümlenmediği gibi, ağır yaptırımlar içeren antlaşmaların sonucunda ortaya çıkan yeni gerginlikler, ihtilaflara ve kutuplaşmalara neden olmuştur. Gittikçe güçlenen faşizm, nasyonal sosyalizm, komünizm gibi ideolojiler geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bütün bunlarsa, çok daha büyük bir felaket olan II. Dünya Savaşı’na giden yolu hazırlamıştır.

idd en 204 1DunyaSavasi SAVAŞIN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

İngiliz Kralı V. George, I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz askerlerini kontrol ederken.

Görülebildiği gibi İngiliz derin devleti, şeytani bir plan ile bütün dünyayı topyekûn yıkıma ve savaşa sürükleyebilecek sinsilikte bir yapılanmadır. Böylesine büyük bir savaşın mimarını, şu an dünyada gerçekleşen iç savaş, kargaşa ve çatışmalardan muaf görmek, bu sinsi yapılanmanın kapsamını anlamamaktan kaynaklanır. İngiliz derin devleti, daha I. Dünya Savaşı’nı kurguladığı dönemlerden itibaren bugüne dair hazırlık yapmış, her daim kargaşa içindeki günümüz Ortadoğu’sunu hayal etmiştir. Nitekim bugün Ortadoğu coğrafyasında gerçekleşen korkunç yıkım ve trajedilere yakından bakıldığında, bunların tümünün İngiliz derin devletinin menfaatleriyle tam anlamıyla örtüştüğü ve bunun 100 yıllık bir planın sonucu olduğu görülebilmektedir. Tarih sahnesindeki tüm gelişmeler, köklü bir planın sonucudur ve bir bütündür. Bu sinsi planın tasarlayıcısı ve dünya savaşı gibi trajedilerin müsebbibi de yalnızca dünyaya hakim deccali sistem olan İngiliz derin devletidir.

idd en 205 BuyukBuhran SAVAŞIN TEK GALİBİ: İNGİLTERE

24 Ekim 1929’da (Kara Perşembe), tek bir günde 13 milyon hisse senedi el değiştirince borsada panik meydana gelmiş ve Büyük Buhran adı verilen ekonomik kriz başlamıştır. Bu da dahil olmak üzere dünyadaki ekonomik krizler, İngiliz derin devletinin kurguladığı deccali eylemlerdendir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.