İngiliz derin devletinin uluslararası politikayı yönlendirme ve yönetmede kullandığı ana manivelalarından biri İngiliz Milletler Topluluğu’dur.
Bu topluluk, adından da anlaşılacağı gibi, merkezinde İngiltere’nin bulunduğu uluslararası bir organizasyondur. Çoğu, İngiltere’nin eski sömürgeleri, işgal ettiği ülkeler ve müttefiklerinden oluşan 49 ülke ve 29 bölge istihbarattan ekonomiye, ticaretten savunmaya birçok alanda İngiltere’nin koordinasyonu altında ortak hareket etmektedirler.
Dünyanın dört bir yanına yayılmış olan ve 2.4 milyarlık nüfus ile 14 trilyon liralık bir GSMH’ya sahip olan bu dev güç, İngiltere’ye diplomasiden savunmaya çok geniş bir hareket alanı sağlamaktadır. İngiliz derin devleti, dünyanın herhangi bir yerinde kendi çıkarını ilgilendiren hadiseleri, İngiliz Milletler Topluluğu’nun olanaklarını kullanarak dilediği gibi dizayn etmektedir.
Örneğin, İngiliz derin devleti, Ortadoğu’nun iletişim ve haberleşmesine müdahale etmek istediğinde, Topluluk üyelerinden bu işlem için elverişli olan Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda ülkelerini bir araya getirip “Beş Göz” olarak bilinen istihbarat sistemini kurmuştur. Söz konusu ülkelerde teknik altyapıyı oluşturmuş, dinleme merkezini de Kıbrıs’taki üsse yerleştirerek tüm Ortadoğu ve bölge ülkelerini dinlemiştir. Bu konunun detaylarına ilerleyen satırlarda değinilecektir.
Topluluğun Doğuşu
Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında, sömürgelerin görünürde bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından İngiltere, bu sömürgelere tekrar hakim olma yolunu daha legal görünümlü olan ama özünde yine tehdit, baskı ve zorlama olan mafya yöntemleriyle uygulamıştır. Artık İngiliz hakimiyetinin adı, İngiliz İmparatorluğu değil; İngiliz Milletler Topluluğu’dur.
Örneğin, İngiliz Hazinesi’nin 1945 tarihli bir raporunda, ülkelerin, ekonomik baskılarla İngiltere’nin istediği yönde karar almaya zorlanacakları açıkça ifade edilmiştir:
Diğer ülkelerin iç kararlarına etki edebilmemize olanak sağlayacak teknikler geliştirmeliyiz. Bu bağlamda ülkeleri, “gelişimlerinin genel gidişatı konusunda tavsiyelerimizi dinlemeye” zorlayacak ekonomik tedbirler de düşünülebilir.268
Bu raporda geçen ifadelere göre hazırlanan Londra Bildirgesi’ne 1949’da imza atılmıştır. Londra Bildirgesi, modern İngiliz Milletler Topluluğu’nun ilk oluşumudur. Londra Bildirgesi’ne göre, daha önce İmparatorluğa bağlı olan ülkeler, yine İngiltere’ye bağlı bir “milletler birliği” oluşturacaklar ve üye ülkeler güya “özgür ve eşit” sayılacaklardır.
Kraliçe Elizabeth, 1953 yılında, İngiliz Milletler Topluluğu turunun ilk durağı olan Pasifik Adalarından Tonga’da karşılanırken |
Bunlar gerçekte asla özgür ve eşit değildir. Çünkü İngiliz Milletler Topluluğu’nun 31 üyesi cumhuriyetle yönetilmekte, 5’i ise farklı krallıkların idaresi altında monarşi ile idare edilmektedir. Fakat bunların tümü, ayrıntılarını sonraki satırlarda anlatacağımız üzere hukuken veya fiilen İngiltere Kraliçesi’ne bağlıdır.
İngiliz Milletler Topluluğu fikri, temelde, İngiltere’nin her şekilde bütün dünyaya hakim olması gerektiğine inanan Winston Churchill’e aittir. Churchill, eski sömürgelerden yararlanma amacını taşıyan bir strateji ortaya koymuş ve buna “üç daire” prensibi demiştir. Kısmen kesişen bu daireler, üç ayrı kategoriyi kapsamaktadır: 1. İngiliz Milletler Topluluğu; 2. Amerika Birleşik Devletleri ile stratejik ortaklık seviyesinde ilişkilerin kurulduğu Anglosakson ekseni ve 3. İngiltere’nin belirleyici bir rol oynamak istediği Avrupa.269
İngiliz Milletler Topluluğu haritası |
Dünyanın dört bir tarafına yayılan İngiliz Milletler Topluluğu’nun üyelerinin bölgelere dağılımı şöyledir:
Afrika: Botsvana, Kamerun, Gana, Kenya, Lesotho, Malavi, Mauritus, Mozambik, Namibya, Nijerya, Ruanda, Seyşeller, Siera Leone, Güney Afrika Cumhuriyeti, Svaziland, Uganda, Tanzanya, Zambiya
Asya: Bangladeş, Brunei, Hindistan, Malezya, Maldivler, Pakistan, Singapur, Sri Lanka
Amerika ve Karayipler: Antigua ve Barbuda, Bahamalar, Barbados, Belize, Kanada, Dominik Cumhuriyeti, Grenada, Guyana, Jamaika, Saint Lucia, Saint Kitts ve Nevis, Saint Vincent ve Grenadinler, Trinidad ve Tobago
Avrupa: Kıbrıs Rum Kesimi, Malta, Birleşik Krallık
Büyük Okyanus: Avustralya, Fiji, Kiribati, Nauru, Yeni Zelanda, Papua Yeni Gine, Samoa, Solomon Adaları, Tonga, Tuvalu, Vanuatu
İngiltere, Avrupa Birliği içinde de imtiyazlı konumdadır. Diğer üye ülkelerin sahip olmadıkları ayrıcalıklı haklara sahiptir. Mesela Birlik kurallarına göre AB üyesi tüm ülkeler, Birlik dışındaki ülkeler ile olan ekonomik ilişkilerini AB’nin belirlediği sınırlar çerçevesinde şekillendirmek zorundadırlar. Fakat bu İngiltere için geçerli değildir; İngiltere, İngiliz Milletler Topluluğu’na üye olan tüm ülkelerle ayrıca ticaret yapma imtiyazına sahiptir.
İngiltere Kraliçesi, İngiliz Milletler Topluluğu’nun başı olarak tanınmaktadır. Kraliçe ayrıca Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya da dahil olmak üzere topluluk ülkelerinden 16’sının devlet başkanıdır. İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinde “devlet başkanı” sıfatı taşıyan “genel vali”ler Kraliçe tarafından atanmaktadır.270
Genel valiler genellikle emekli olmuş eski politikacılardır. Avam Kamarası ve Senato’nun çıkardığı kararnamelere Kraliyet onayını sağlamak, devlet belgelerini imzalamak, Parlamento toplantılarını resmen açıp kapatmak ve seçimler öncesi Parlamento’yu feshetmek gibi görevleri vardır.
Başka bir deyişle, genel valilerin kararlarını Kraliyet, Kraliyet’in kararlarını da İngiliz derin devleti belirlemekte, yani sonuçta tüm Topluluk derin devletin belirlediği kararlarla yönetilmektedir.
Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD dahil tüm diğer ülkelerde, İngiltere’ye özgü “Anglosakson modeli” denen hukuk sistemi kullanılmaktadır.271 Bu sistem son sözü ve nihai kararı İngiliz kurumlarının vereceği şekilde kurgulanmıştır. Öyle ki 1980’li yılların sonuna kadar Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin bile anayasalarında yaptıkları değişiklikler için İngiltere’nin onayını alma zorunluluğu vardı.272 Kraliyet Danışma Kurulu Yargı Konseyi, halen Karayipler ve Pasifik’teki bazı eski kolonilerin en yüksek temyiz mahkemesidir.273
Bu ülkelerde dini inanış (Anglikanizm) bile İngiltere’deki ile aynıdır.
ABD’li sosyolog Immanuel Wallerstein, İngiliz Milletler Topluluğu üyesi ülkelerin politik ve ekonomik anlamda bağımlılıklarının hala sürdüğünü belirtmekte ve bağımlılığın, kolonilerde oluşturulan “yerel elitler” tarafından sürdürüldüğünü belirtmektedir.274
Bir başka deyişle İngiliz derin devleti, tıpkı koloni döneminde olduğu gibi, günümüzde de hakimiyeti altına almak istediği topraklarda, İngiliz çıkarlarını savunacak ve bilgi akışını sağlayacak çeşitli ajanlar ve yancılar edinmektedir. Bu kişiler, çoğu zaman devlet başkanlığı, bakanlık gibi kritik görevlerde dahi olabilmektedirler. Yerel yancılar, İngiliz derin devletinin her konuda devrede olmasını sağlamaktadır.
Sosyal Hayattan Hukuka İngiliz Hakimiyeti
İngiliz Milletler Topluluğu’na üye ülkelere harita üzerinde bakılacak olursa bu ülkelerin yeryüzünde çok geniş bir coğrafyaya yayıldıkları görülür. Bu, devasa bir insan kaynağı, doğal kaynak ve pazar anlamına gelmektedir.
İngiliz Milletler Topluluğu’na üye ülkeler ile yapılan ticaret, İngiliz Ekonomisi içerisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Hatta bu örgütün henüz tam anlamıyla teşkilatlanamadığı ve üye sayısının çok az olduğu 1950’lerde bile, İngiltere’nin yaptığı ihracatın %54’ü ve ithalatının da %49’u İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerine aittir.275
Kanada ve Avustralya gibi birkaç ülke dışında, topluluğun üyelerinin büyük bir kısmı az gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerden oluşmaktadır. İngiliz ekonomisi, bu ülkelerin yanında devasa bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla, İngiltere ile ticarete girdiklerinde kâr edenin İngiltere olacağı açıktır. İngiltere, başta gümrükler olmak üzere çeşitli ticari sınırlamalardan muaf olarak bu ülkelerden istifade edebilmektedir. Tek bir asker ya da bir donanma bulundurmaya gerek olmadan imtiyazlı olarak ticaret yapabilmektedir.
İngiliz Milletler Topluluğu’nu simgeleyen bir afiş |
Topluluk içinde toplam olarak 2.4 milyarlık bir nüfus ve pazar bulunmaktadır. Toplam 14 trilyon dolarlık GSMH ve kişi başı geliri 6500 Dolar olan bu topluluk İngiltere için AB’ye alternatif olan bir topluluktur. AB içinde “en ayrıcalıklı ülke” konumunda olan İngiltere, bu pazarı AB üyeleriyle paylaşmak istememektedir. Özellikle son zamanlarda AB’nin Avustralya, Hindistan gibi ülkelerle ikili anlaşmalar yapmayı hedeflemesi, özellikle Hindistan’da var olan İngiliz firmalarının pek hoşuna gitmemiştir.276
Görüldüğü gibi İngiliz derin devleti, eski sömürgelerini daima canlı tutmuştur. Siyasi ve askeri olarak kendilerine bağlı tutamadığını ise İngiliz Milletler Topluluğu adı altında ekonomik ve kültürel anlamda etkilemeyi sürdürmüştür. Kağıt üstünde yok olan İngiliz İmparatorluğu, perde arkasında ve İngiliz derin devletinin çabalarıyla devam etmiştir.
İşin ilginç yanı bu gerçek, uluslararası kamuoyundan gizlenmiştir. Akademisyen Göktürk Tüysüzoğlu’nun belirttiği gibi; “İngilizler bu gerçeği uluslararası gündemden soyutlamayı başarmışlardır.“277
İngiliz derin devleti, bugün Brexit ile AB’den vazgeçmekte tereddüt etmemiştir. Marmara Üniversitesi’nden Dr. Nuri Sevgen, bunun sebebini şu şekilde anlatmaktadır:
İngiltere’nin dominyonları (İngiliz Milletler Topluluğu ülkeleri) ile olan ticari ilişkisi AB standartları yüzünden zedelenmeye başlamış. “Yahu biz İmparatorluktuk. Ne demeye küçük devletler ile birliğe girdik ki?” serzenişleri yükselmeye başlamış. Çünkü ticaret ilişkisi olan dominyonların ticari derinliği AB’ne göre daha yüksek de ondan. 2011 yılı rakamları ile İngiliz Milletler Topluluğu olarak adlandırılan dominyonların bütünü nüfus olarak 2.2 milyar iken AB nüfusu 500 milyon. Her ne kadar AB, GSYİH büyüklüğü 15 milyar dolar ile dominyonlar topluluğunun iki katı olsa da, orada tek patron İngiltere. AB içinde Almanya ve Fransa’nın patronlukları, İngiltere’nin pek de arzu etmediği bir durum.278
DİPNOTLAR:
- Mark Curtis, The Great Deception: Anglo-American Power and World Order, Pluto Press, 1998, e-book
- Ortadoğu’da Siyaset, TC Anadolu Üniversitesi Yayını No.3035 s. 232
- Aziz Doğan, Avrupa Birliği ve İngiliz Uluslar Topluğu İlişkileri, Hazine Dergisi, Ekim 1996 Sayı: 4
- http://www.cs.mcgill.ca/~rwest/link-suggestion/wpcd _2008-09_augmented/wp/c/Common_law.htm
- Brown, Judith (1998). The Twentieth Century, The Oxford History of the British Empire Volume IV. Oxford University Press. ISBN 0-19-924679-3. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2009.
- Marshall, PJ (1998). The Eighteenth Century, The Oxford History of the British Empire Volume II. Oxford University Press. ISBN 0-19-924677-7. S.238-240
- Gogstad, C., “Contemporary Trends Within the Commonwealth“, www.plu.edu/~dmc/gallery/MDP/gogstad/pdf/commonwealth.pdf
- Göktürk Tüysüzoğlu, “İkinci Dünya Savaşı Sonrası İngiliz Dış Politikası: İmparatorluk Yaşıyor Mu?”,Akademik Bakış Dergisi, Eylül -Ekim 2011 s. 20
- Prof Dr. Sedat Aybar, Brexit Sonrası İngiltere, AB ve Ötesi, TASAM, 27 Temmuz 2016,http://www.tasam.org/tr-TR/Icerik/31892/brexit_sonrasi_ingiltere_ab_ve_otesi
- Göktürk Tüysüzoğlu, “İkinci Dünya Savaşı Sonrası İngiliz Dış Politikası: İmparatorluk Yaşıyor Mu?”, Akademik Bakış Dergisi, Eylül -Ekim 2011 s. 21
- Nuri Sevgen, “İngiltere Brexit’i Neden İster?”, Yatırım Finansman, 1 Haziran 2016, https://www.yf.com.tr/ piyasa-analizi/piyasa-yorumlari/yorum/ingiltere-brexiti-neden-ister-01-06-2016-14-33