SOE’DEN GLADIO’YA

Rus tehdidine ve muhtemel bir Varşova Paktı saldırısına karşı, cephe gerisinde direniş başlatmak amacıyla İtalya’da kurulduğu ifade edilen Gladio, her ne kadar kontr-gerilla şeklinde örgütlendiyse de, gerçekte gerilla eğitimi almış militanlardan oluşan mafyavari bir yapılanmadır.

Gladio, aslında II. Dünya Savaşı’nda doğmuştur. Churchill, savaş sırasında kurduğu gizli ordusu İngiliz Özel Operasyonlar Birimi’ni (SOE) devam ettirmek istemiş ve bunu bir paralel örgütlenme olarak yaşatmıştır. Görülebildiği gibi Churchill’in, sadece savaş sırasında değil, savaş sonrasında da gizli bir ordusu vardır. Bu ordunun Soğuk Savaş’ı dindirmek için mi, yoksa Soğuk Savaş’ı alevlendirmek için mi kurulduğu sorusunun cevabı ise belirsizdir. Rus kuvvetini sürekli elimine etmek isteyen ve bu nedenle iki dev güç arasında Soğuk Savaş’ı suni olarak başlatan Churchill’in, bu tehlikeli gerilimi sürdürmeye çalışması şaşırtıcı değildir; nitekim böyle de olmuştur.

Pek çok kişi Gladio’nun bir NATO projesi olduğunda hemfikirdir. Gladio gerçekten de NATO kapsamında geliştirilmiştir; fakat tümüyle İngiliz derin devleti projesidir, mimarı da Churchill’dir. Gladio’nun İngiliz derin devleti tarafından NATO bünyesinde geliştirilmesi konusu kitabın ilerleyen bölümlerinde detaylı anlatılmaktadır. Gladio ile İngiliz derin devleti, görünürde, Batı Avrupa’daki komünist hareketleri hedeflemiştir. “Komünizm karşıtı” görünüm İngiliz derin devletinin pek çok açıdan işine yaramış, bu şekilde ABD bu mücadeleye dahil edilebilmiştir. ABD’nin devreye girmesiyle bir iş bölümü yapılmıştır: Fransa, Belçika, Hollanda, Portekiz ve Norveç’teki operasyonlardan İngiltere; Finlandiya, İsveç ve Türkiye’nin dahil olduğu diğer ülkelerden ABD sorumludur.

Bu göz boyama, komünizme daima karşı olmuş olan ABD için oldukça caziptir kuşkusuz. Fakat İngiliz derin devletinin hedefi hiçbir zaman komünizm olmamıştır. Hatta tam tersine, dünyaya getirmeye çalıştığı düzen, asıl olarak hayali komün sistemini esas almaktadır. İngiliz derin devleti, “komünizm karşıtlığını” sadece ABD’yi kullanarak Rus tehdidinden kurtulma hedefi için kullanmaktadır. Nitekim II. Dünya Savaşı sırasında Churchill’in gizli ordusu SOE, Hitler’e karşı, Yunanistan Komünist Partisi’ni lojistik olarak desteklemiş ve silahlandırmıştır. Fakat savaş sonrasında Churchill, sadece bu desteği kesmekle kalmamış, Yunanistan içinde kanlı bir komünist avı başlatmıştır. Bu ikinci hamle, İngiliz derin devletinin, ABD’ye kendisini iyi bir müttefik olduğunu göstermesi bakımından fayda sağlarken aynı zamanda Yunanistan içinde de planlanan ayaklanma zeminini oluşmuştur.

Yunanistan’ın, tıpkı Türkiye gibi, İngiliz derin devletinin güçlenmesini istemediği ülkeler arasında bulunduğunu unutmamak gerekmektedir. Nitekim bütün bu gelişmelerin ardından 3 Aralık 1944 tarihinde Atina’da, Syntagma Meydanı’nda Parlamento Binası önünde, içinde kadın ve çocukların da bulunduğu bir “barışçıl” gösteri, İngiliz derin devletinin organize ettiği bir katliam ile kana bulanmış, halka makineli tüfeklerle ateş açılmıştır.

 

Syntagma SOEDEN GLADIOYA
3 Aralık 1944’te Syntagma Meydanı’nda yapılan gösterinin kana bulanmasıyla, İngiliz derin devleti Yunanistan üzerinde kontrolü ele almıştır. Yunan liderlerini derin devlet geçmiş, Truman Doktrini, Yunanistan’ın finansal olarak da himaye edilmesine neden olmuştur. Yunanistan 1952’de NATO’ya kabul edildiğinde, Gladio’su hazır durumdadır.

Bu kirli güç gösterisi sonrasında İngiliz derin devleti, tam olarak istediği şekilde kendi denetimindeki lideri başa getirmiştir. Yunanistan’da bundan sonraki liderler de, tam olarak İngiliz derin devletinin himayesindeki liderler olacaktır. İngiliz derin devleti, Yunanistan’daki olaylara gücünün yetmediğini anladığı bir anda, 1947’de, ABD’yi yardıma çağırmış ve o dönemde Yunanistan’ın ve Türkiye’nin İngiliz derin devletinin finansal anlamda himayesine girmesini sağlayacak olan Truman doktrini hayata geçirilmiştir. Yunanistan 1952’de NATO’ya kabul edildiğinde Gladio’su hazır durumdadır.

27 Ocak 1949 tarihinde, dönemin MI6 Başkanı Stewart Menzies, dönemin Belçika Başbakanı Paul-Henri Spaak’a bir mektup göndererek, “savaş süresinde başlamış olan gizli servislerinin işbirliklerinin devam etmesine karar vermiş olmalarının her iki ülkenin de çıkarına olduğunu,” söylemiş ve “bu mektubun ABD dahil hiç hiçbir yere açıklanmaması“nı rica etmiştir. Bu, söz konusu ittifak dahilinde kurulmuş olan Gladio’nun devam ettirilmesine yönelik üstü kapalı bir ricadır. Bu talep, aynı zamanda, İngiliz derin devletinin ABD’yi bir yandan koruyucu kalkan olarak kullanırken, bir yandan da gizli işlerinde devreden çıkarmak istediğini gözler önüne sermiştir. Spaak, bu öneriye cevaben, “ABD olmadan olmayacağını, böyle bir durumda Belçika istihbaratının oldukça hassas ve tehlikeli hale geleceği” cevabını vermiştir.87

Bu anlaşmanın ardından İngiliz, ABD ve Belçika istihbaratları, en üst düzey yöneticileri arasındaki görüşmeler sonucunda, Gladio’nun ilk temelleri olan Stay-Behind gizli ordusunun koordinasyonunu yapacaklardır. Bu toplantılar “Tripartite Meeting Brussel” (Brüksel’de Buluşan Üçlü) adı altında şekillenmiştir ve bu üçlünün aldığı kararlar hala bilinmemektedir.

Belçika’da, doğrudan İngiliz derin devletinin oluşturduğu Glaive adındaki Belçika Gladio’su, özellikle seksenli yıllarda sorumlusu belli olmayan terörist eylem ve darbelerin gerçekleşmesine neden olmuştur.

İsviçre’de ise bir yeraltı ve provokasyon örgütü olarak çalışan ve varlığından İsviçre Federal Parlamentosu’nun dahi haberdar olmadığı gizli terör ordusu P-26 ve buna bağlı olarak çalışan gizli haber alma teşkilatı P-27 kanlı eylemler gerçekleştirmiştir. Zaman içinde, söz konusu örgütlerin Gladio’nun uzantıları olduğu ve bu yapılanma tarafından fişlenen kişiler hakkında İngiltere’nin, İsviçre Federal Parlamentosu’ndan bile daha fazla bilgiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun ardından edinilen bilgi ise daha ilginçtir: Söz konusu yeraltı yapılanmalarının elemanları, sürekli olarak İngiltere’de eğitilmektedir.88 Örgütün liderlerine ise, İngiltere tarafından her yıl 100 bin Pound ödenmektedir.89

CharlesDeGaulle SOEDEN GLADIOYA
(Solda) Kendisine yönelik darbe girişiminin Gladio’nun işi olduğunu anlayan De Gaulle, NATO’yu Fransa’dan çıkarmıştır.

(Altta) İtalya Başbakanı Aldo Moro’nun kaçırılıp öldürülmesi olayı İngiliz derin devleti himayesindeki Gladio’nun bir eylemidir.

Gladio, zamanla “düşman” tanımını oldukça genişletmiş, “demokrasiyi tehlikeye düşürdüğünü” iddia ettiği herkesi hedefi yapmıştır. İşte bu nedenle geniş çaplı devlet terörlerinden, kanlı darbelere kadar hemen her kirli işte parmağı olmuştur. İngiliz derin devleti ile Gladio’nun ortaklaşa yaptıkları Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’e yönelik darbe girişimi bunlardan biridir. Darbe girişimi başarısız olunca De Gaulle NATO’yu Fransa’dan kovmuştur. İtalya Başbakanı Aldo Moro’nun kaçırılıp öldürülmesi olayı da İngiliz derin devleti himayesindeki Gladio’nun bir eylemidir.

 

Büyük Savaşlardan Gizli Örgütlenmelere

Görülebildiği gibi İngiliz derin devletinin büyük savaşlar çıkarma ve bu yolla dünya çapında bir denetim kurma siyaseti, II. Dünya Savaşı sonrasında şekil değiştirmiştir. İngiliz derin devleti, pek çok açıdan dünya savaşlarının kanlı ve pahalı sonuçlarını kaldıramaz hale gelmiştir. Gitgide güçlenen ülkeler de bu konuda önünde büyük bir set oluşturmuştur.

İşte bu nedenle bundan sonra İngiliz derin devleti, bir strateji değişikliğine gitmiştir. Churchill’in II. Dünya Savaşı sırasında oluşturduğu Özel Operasyonlar Birimi kimliği, sonraki yıllarda sadece ajan yetiştirme konusunda değil, propagandalar yoluyla ülkelere etki edebilme stratejisine dönüşmüştür. Artık dünyada karışıklık çıkarmak ve ülkeleri İngiliz derin devletinin himayesi altına sokabilmek için, ülkeler içten fethedilecektir. Sloganlar geliştirilecek, kara propagandalar yayılacak, belirli kimlikler ön plana çıkarılacak, gençler propagandalara uygun şekilde yönlendirilecek ve “demokrasi” ve “özgürlük” kelimeleri bol bol kullanılacaktır. Sokaklar hareketlendirilecek, geçmişte olduğu gibi özellikle azınlık kartı oynanacak, provokasyon ayyuka çıkacak, kanlı protestolar, isyanlar, iç savaşlar yoluyla ülkelerde yönetimler değişecek veya ülkeler istikrarsızlığa sürüklenecektir. Bunu sağlamak için çeşitli düşünce kuruluşları, vakıflar, dernekler perde arkasında devrede olacak; gerekli propagandayı, parayı ve ortamı sağlayacak; bir kısım medya, ajanlar ve yancılar yoluyla istenen sonuç kısa sürede alınacaktır. Ülkeler ekonomik krizlere sürüklenerek gitgide güçsüzleşecek, İngiliz derin devletinin hakimiyetindeki finans merkezlerine gebe bırakılacaklardır. Ekonomik ve siyasal çöküşler ülkelerin kısa zamanda sonunu getirecektir.

İngiliz derin devleti için artık kapsamı geniş ve oldukça maliyetli savaşlara gerek kalmamıştır. Ülkelerin, kendilerini kendi içlerinden yıkan sistemlerini organize etmek hem kolay hem de maliyetsiz olmaktadır. Ayrıca perde arkasında kalmak, durum alenileştiğinde ABD’yi ön plana çıkarmak, İngiliz derin devletine oldukça geniş bir faaliyet alanı da sunmaktadır. Bütün bunların detayları ilerleyen bölümlerde aktarılacaktır.

Savas3 SOEDEN GLADIOYA
İngiliz derin devleti, büyük savaşların kanlı ve pahalı sonuçlarını kaldıramaz hale geldiğinde, ülkeleri içten fethetme stratejisine yönelmiştir. Bunun için ise ajanlar ve propaganda kullanılmıştır.

Dünya, siyasi, mali ve sinsi güçleri elinde bulunduranların hakimiyeti altında görünebilir. Kimi zaman bu güçler, milyonların kanını akıtacak korkunç savaşların mümessili olacak kadar azgınlaşabilir; kimi zaman sinsi propaganda ve soykırımlarla tarih sahnesine gelebilirler. Devletlerin, milletlerin ve kurumların çoğu, böyle güçlerin gözü dönmüşlüğünü, sinsiliğini ve yenilmezliğini gerekçe göstererek kendilerini bu güçlere teslim ediyor olabilirler. Oysa asla unutulmamalıdır ki, tüm kuvvet ve kudret yalnızca Yüce Allah’a aittir. Rabbimiz dilemedikçe, sinsi güçlerin hiçbir gücü yoktur. Onlar, Deccal ve Mehdi taraftarlarının ayırımı için bu dünyada özel olarak yaratılmışlardır. Görevleri de, güç ve iktidarda kalacakları süre de Allah’ın Katında bellidir.

Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar. (Enam Suresi, 123)

Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: “Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı.” (Araf Suresi, 48)

Savas4 SOEDEN GLADIOYA

DİPNOTLAR:

  1. Hugh O’Shaughnessy, Observer, 7 June 1992, pages 53-54; “GLADIO Europe’s best kept secret”, Cambridge Clarion, http://www.cambridgeclarion.org/press_cuttings/gladio_obs_7jun1992.html
  2. Norton-Taylor, Richard, UK trained secret Swiss force”, The Guardian, 20 Eylül 1991, s. 7
  3. Richard Norton-Taylor, “The Gladio File: did fear of communism throw West into the arms of terrorists?”, The Guardian, 5 Aralık 1990
  4. Dr. John Coleman, Diplomacy By Deception: An Account of the Treasonous Conduct by the Governments of Britain and the United States, Bridger House Publishers, 1993, s. 19
  5. Coleman, a.g.e., s. 19

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.