Tony Blair’in Mayıs 1997 seçimlerinde İngiltere’de İşçi Partisi Genel Başkanı ve Başbakan olarak iktidara gelmesiyle birlikte İngiliz derin devletinin İslam alemine karşı yürüttüğü ideolojik savaş görünür şekilde ileri bir safhaya taşınmıştır. Söz konusu iktidar değişiminden sonra yüz binlerce mazlum kadın, çocuk ve erkeğin büyük zulümlere maruz kalmasında, Tony Blair’ın sahip olduğu Darwinist ve materyalist dünya görüşünün büyük etkisi olmuştur. Blair, 2003 yılında İngiliz gizli servislerinin verdiği sahte raporlar doğrultusunda Irak’ta güya kitle imha silahları olduğunu söyleyerek ABD ile birlikte bu ülkenin kanlı bir şekilde işgal edilmesine sebebiyet vermiştir. The Guardian gazetesi, ORB isimli bir araştırma şirketinin Irak genelinde yaptığı anket sonucunda, Irak’ta 1.2 milyon kişinin şehit olduğunu duyurmuştur.356 Bu katliamdan yıllar sonra Tony Blair, CNN’de katıldığı bir programda aldıkları istihbaratın yanlış olduğunu şu sözlerle dile getirmiştir:
Aldığımız istihbarat yanlış olduğu için özür dilediğimi söyleyebilirim. Ayrıca planlamadaki bazı hatalar ve şüphesiz, rejimi ortadan kaldırır kaldırmaz yaşanacaklarla ilgili anlayışımızdaki hatadan ötürü de özür dilerim.357
1 milyonun üzerinde masum insanın güya “yanlış bir istihbarat sonucu” katledilmesi, geriye yıkık, paramparça bir ülke bırakılması ve o ülkenin hala iç savaşla boğuşuyor olmasının en büyük sorumlularından biri olan Blair’in bu açıklamaları, İngiliz siyasetinde İngiliz derin devletinin ne kadar köklü etkisinin olduğunun bir göstergesidir. Zira bu savaşta sadece ölüm ve yıkım da olmamıştır. İşgal boyunca milyonlarca sivil sakat kalmış, sayısız tecavüz vakası meydana gelmiş, hapishanelerde ve işgal edilen bölgelerde akla hayale gelmeyecek işkence vakaları yaşanmış, 2 milyon insan sığınmacı konumuna düşmüş, 4.5 milyon çocuk ailesiz kalmıştır. Dahası, Irak işgali, IŞİD benzeri terör örgütlerinin oluşumuna zemin hazırlamıştır.
Tony Blair Hükümeti’nin 2003’teki Irak Savaşı öncesi ve sonrası aldığı kararlara yönelik en kapsamlı soruşturma bulgularını içeren ve 7 yıl boyunca merakla beklenen Chilcot Raporu, Blair’e ağır eleştirilerle doludur. Raporu hazırlayan soruşturma komisyonunun başkanı Sir John Chilcot, raporda “Askeri harekat son seçenek değildi” demiştir.
Raporun hazırlanmasının ardından gazetecilerin karşısına çıkan Blair, “Bahane öne sürmeden bütün sorumluluğu üstlendiğini ve herkesin düşündüğünden daha fazla keder ve pişmanlık hissettiğini” söyleyerek özür dilemiştir.358
Blair özrü bu şekilde gündeme gelirken, İngiltere, Irak petrollerine el koymaya devam etmektedir. İngiliz The Guardian gazetesi, dönemin ABD ve İngiltere Hükümetlerinin, işgal öncesinde ve Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra, Irak’taki petrol rezervlerinin kontrolü üzerine sıkı pazarlıklar yürüttüğünü ortaya koymuştur.359
Kitle imha silahları yalanı üzerine kurgulanmış Irak işgalinin gerekçesi, “halka özgürlük getirmek” olmuştur. Oysa manzara ortadadır. |
Irak’ta kitle imha silahları olduğu iddiasının bir yalan olduğunu ortaya koyan komisyonun başkanı Sir John Chilcot ve Chilcot Raporu |
Chilcot Raporu’nda, dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in dış politika baş danışmanı David Manning’in, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice’la 9 Aralık 2002 tarihinde yaptığı konuşmada, “İngiliz kuruluşlarına Irak’taki petrol endüstrisine ve diğer sektörlerde eşit oyun sahası sağlanmasının önemli olduğu”nu vurguladığı yer almaktadır.
İşgal başlamadan iki ay öncesindeyse İngiliz hükümet yetkilileri, İngiliz petrol devi BP’den bir ekibi makamlarında kabul ederek Irak’taki enerji sektörü üzerine beklentileri konusunda bilgi almıştır. 2009 yılında ise şirketin önderliğindeki konsorsiyuma, ülkenin güneyindeki Rumaila petrol sahasında petrol çıkarma izni verilmiştir.360
Görülebildiği gibi konu “(olmayan) nükleer silahları yok etmek”, “demokrasi getirmek”, “halkı refaha erdirmek” falan değildir. Baştan beri konu, Ortadoğu’yu parçalama sürecini başlatmak ve bu vesileyle bölgenin en önemli hazinesi olan petrol rezervlerine el koyabilmektir. Böyle de olmuştur; İngiltere şu an Irak petrollerinin neredeyse tüm hakimiyetini ele geçirmiş konumdadır. Saddam nasıl önce İngiliz derin devleti tarafından bir proje olarak ortaya çıkarılıp sonra yine derin devlet tarafından harcandıysa, bugün bölgede bir proje olarak ortaya çıkarılan IŞİD ve PKK terör örgütleri de aynı şekilde kullanılmaktadır. Bölge, tüm bu sebeplerle hala istikrarını sağlayamamakta ve bu durum sadece İngiliz derin devletine kazanç getirmektedir. İngiliz derin devletinin ürkütücü Irak planı, tam beklendiği şekilde işlemiş görünmektedir.
Tony Blair ve Chatham House Arasındaki Stratejik İşbirliği
Tony Blair, Başbakanlık görevinden ayrıldıktan sonra bu defa düşünce kuruluşları ve vakıflar yoluyla Darwinist ideolojiyi yaymaya, İngiliz derin devletinin tipik yöntemlerinden biri olan homoseksüellik propagandası yapmaya devam etmiştir. Kurmuş olduğu Tony Blair İnanç Vakfı üzerinden bu politikalar yaygınlaştırılırken, Blair’in sık sık, farklı vakıflar için de yorumlarına başvurulmuştur. Tony Blair ve vakfına en fazla destek veren düşünce kuruluşu ise Chatham House’tur.
Tony Blair İnanç Vakfı, sayfasında, “Suudi Arabistan, İran ve Yemen için Yarışma” başlıklı yazıda, Chatham House raporuna yer vermiştir. Genellikle bu kurumlar birlikte hareket etmektedirler. |
Tony Blair, siyasi geçmişi nedeniyle, İngiliz derin devletinin planladığı adımların uygulanmasında ülke yönetimleri ve devlet liderleri üzerinde etki sahibi olabilecek bir figür olarak yönlendirilmiştir. Bu nedenle Blair, Chatham House’un düzenlediği toplantılara düzenli olarak konuşmacı sıfatıyla çağrılmış, düşünce kuruluşunun sayfasında fotoğraflarıyla gündemde tutulmuş, yazılarının ve raporlarının tanıtılmasıyla desteklenmiştir.
Tony Blair 2008 yılında açılışını yaptığı Tony Blair İnanç Vakfı çatısı altında, siyasetten ayrıldıktan sonra “Yeni siyaset din” sözleriyle çalışmalarına sözde din adına devam edeceğini açıklamıştır. Yapılan organizasyonlarda milyon dolarlık anlaşmalarla danışmanlık bedeli almaya devam etmekte ve yaptığı konuşmalarda ücretini 500 bin dolara kadar çıkartmaktadır. Buradaki amaç, Tony Blair’ın son derece faydalı ve insanlığın yararına çalışmalar yaptığı, İngiltere’nin devlet yönetiminde hala görüşlerine önem verildiği ve söz sahibi olduğu yönündeki imajı güçlendirmektir.
Tony Blair’in yazıları ve faaliyetleri, sıklıkla Chatham House sitesinde yayınlanmaktadır. |
Bu imaj çalışması sonucunda, İngiliz derin devletinin himayesinde hareket etmeye mecbur bırakılmış olan Blair kanalıyla, derin devletin tüm zorunlu ideolojileri yaygınlaşmış olmaktadır. Bunlar arasında askeri müdahale kararlarının insanlara makul gösterilmesi, homoseksüellik ve Rumilik propagandası yapılması gibi konular vardır. Örneğin Chatham House, “Doğru İnsanlara Güvenmek” adını verdiği raporunda Tony Blair’ın Irak, Afganistan ve Afrika ülkelerine “insani müdahale” adı altında askeri güç kullanma kararını desteklediğini belirtmiştir. Blair’den gelen bu destek, söz konusu düşünce kuruluşları tarafından bir referans olarak kullanılmaktadır. Chatham House, bununla bağlantılı olarak Tony Blair’ın dış politikasıyla ilgili hazırladığı raporu internet sitesinde yayınlamıştır.
İngiliz derin devleti tarafından sürekli gündemde tutulan Blair, homoseksüellik propagandası için de görevlendirilmiştir. Blair, İngiltere’nin tanınmış homoseksüel yayını Attitude dergisine çeşitli röportajlar vermiştir. Dergi, “İngiltere’nin en çok satan homoseksüel dergisi” olarak kabul edilmektedir. Tony Blair, dergiye ilk röportajı 2005 yılında vermiştir. Dergi bu röportajı sosyal medya hesabında tüm homoseksüel okuyucularına “Tony Blair bir Başbakan olarak tarihte ilk kez homoseksüel bir yayına röportaj verdi” sözleriyle duyurmuştur.
“Sivil Birliktelik” başlıklı röportajda, “Yıllar süren faaliyetler ve bir neslin değişimi ile homoseksüel hakları, bir kişinin ve onun hükümetinin yardımıyla sonuca ulaştı. Bir homoseksüel dergisine ilk kez konuşan bir Başbakan olarak Tony Blair, bir kez daha Attitude dergisine homoseksüel haklarını nasıl savunduğunu ve Katolik inancını anlatıyor” ifadeleriyle, Tony Blair’ın tüm dinler tarafından haram olarak kabul edilen ve Allah’ın lanetlediği homoseksüelliğe verdiği destek anlatılmıştır. Fark edilebileceği gibi burada homoseksüellik, Katolik inancı ile yan yana zikredilmekte ve İngiliz derin devletinin homoseksüelliği dinlerle bağdaştırma oyunu bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, Blair’in Başbakanlık görevini bırakmasının hemen ardından Protestanlıktan Katolikliğe geçmesini de şüpheli duruma düşürmektedir. Keza İngiliz derin devleti, Katoliklik gibi koyu ve keskin sınırları olan bir inanca da homoseksüelliği dahil edebilme projesini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Blair’in, söz konusu hedef için de yönlendirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Tony Blair, homoseksüellik propagandasını en yaygın şekilde yapanlardandır. Homoseksüel yayınlara röportaj veren ilk başbakan olmuştur. |
Tony Blair, homoseksüelliği, medyanın imkanlarını kullanarak desteklemekle kalmamakta, aynı zamanda siyasi bağlantılarını da homoseksüelleri örgütlemek amacıyla kullanmaktadır. “LGBT İşçi Partisi”nin düzenlemiş olduğu bir yemekte homoseksüelleri bir araya getirmiş ve “LGBT haklarını ilerletme çabalarından gurur duyabilirler” diyerek sosyal medya hesabından tüm homoseksüellere destekçi olduğu mesajını vermiştir.
Başbakanlığı sonrası, önce “inanç vakfı” ile ortaya çıkan Blair’in sonra homoseksüel ikonu olarak ön plana çıkması, İngiliz derin devletinin taktiklerinden biridir. |
Başbakanlığı sonrası, önce “inanç vakfı” ile ortaya çıkan Blair’in sonra homoseksüel ikonu olarak ön plana çıkması, İngiliz derin devletinin taktiklerinden biridir. |
LGBT İşçi Partisi örgütlenmesi kendi sayfasında Tony Blair’ın takip edilmesini tavsiye etmiş ve “İngiltere’de homoseksüel haklarında değişim yapan Başbakan tüm dünyaya örnek teşkil ediyor” sözleriyle Blair’in homoseksüellere verdiği desteği vurgulamıştır.
Tony Blair, aynı zamanda Gay Times (Homoseksüellerin Zamanı) isimli bir derginin kapağında “homoseksüel ikonu” olarak yer almıştır. Konuyla ilgili haberi, The Independent gazetesi “Tony Blair son 30 yılın homoseksüel ikonu” başlığıyla, France 24 ise “Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ‘homoseksüel ikonu’ olarak adlandırıldı” başlığıyla duyurmuştur.
Görüldüğü üzere, “Kuran’ı Türklerin elinden almalıyız” diyen Gladstone’un ateşli bir hayranı olan İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, derin devletin sahte ideolojilerini yaygınlaştırma konusunda yönlendirilmiştir. Bilerek veya bilmeyerek üstlendiği bu görevde, 1909’da kurulan, Osmanlı’yı parçalama kararlarını alıp hayata geçiren, Sykes-Picot Haritası’nı çizdiren Round Table’ın devamı Chatham House gibi kuruluşlar da yer almaktadır. İngiliz derin devletinin yönlendirmesiyle dünyayı derin devlet çıkarlarına göre şekillendirmekle görevlendirilen bu yapının deşifre edilmesi bu yüzden çok hayati bir öneme sahiptir.
DİPNOTLAR:
- “Irak’ta Kaç Milyon Sivil Öldü?”, Yeni Şafak, 16 Eylül 2007, http://www.yenisafak.com/dunya/irakta-kac-milyon-sivil-oldu-68967
- “Tony Blair Irak Savaşı İçin Özür Diledi”, En Son Haber, 25 Ekim 2015, http://www.ensonhaber.com/tony-blair-irak-savasi-icin-ozur-diledi-2015-10-25.html
- “Chilcot raporunda Blair’e sert eleştiriler”, BBC Türkçe, 6 Temmuz 2016, http://www.bbc.com/turkce/dunya/2016/07/160706_iraq_chilchot_rapor
- “Alçaklar sadece petrol paylaşımında anlaşamamış”, Yeni Söz, 10 Temmuz 2016, http://www.yenisoz.com.tr/alcaklar-sadece-petrol-paylasiminda-anlasamamis-haber-14269
- “İngiltere ve ABD’nin alçak pazarlığı”, Dünya ve Gerçekler, 9 Temmuz 2016, http://www.dunyavegercekler.com/haber/39729-ingiltere-ve-abdnin-alcak-pazarligi.html